Beş şey gelmeden
Rasûl-ü Ekrem Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm)’ın amcazâdesi, habrul-ümme (ümmetin âlimi) Hazreti Abdullah b. Abbas (radıyallâhu anh), İki Cihan güneşi Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi vesellem)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“Beş şey gelmeden evvel şu beş şeyi ganimet bilip değerlendir:
İhtiyarlık gelip çatmadan evvel gençliğin,
hastalıktan evvel sıhhatin,
fakir düşmeden evvel varlıklı olmanın,
meşguliyetten evvel boş zamanın
ve ölüm gelmeden evvel hayatın kıymetini bil,
bunların hakkını ver!”
(Hâkim, Müstedrek)
Kısaca Hadis-i Şerifin Muhtevası
Hayatın her alanına ait talimatlarıyla ümmetine dünya ve ahiret saadetinin yollarını gösteren Allah Rasulü (sallallâhü aleyhi vesellem), hayatî gördüğü beş nimet hususunda kendisine tabi olanları uyarıp onların bu konuda kazançlı olmalarını istiyor.
Yukarıda zikredilen beş husus, Allah’ın insanlara bahşettiği nimetlerin en önemlilerinden sayılmıştır. Kur’ân ayetleri ve diğer hadis-i şeriflerde, bu konularda hesaba çekileceğimiz bildirilerek dikkatli olmamız ve bu nimetlerin her birini veriliş gayelerine uygun kullanmamız emredilmiştir.
Beş Nimet
Allah Rasulü (aleyhissalâtü vesselâm)’ın diliyle nimet olarak vasıflandırılan hususların ilki gençliktir. Bir Kudsî hadis’te Allah Teâla (Celel Celâlühü): “Gençliğini bana ibadetle geçiren kullarım, yanımdaki bazı kerim, değerli meleklerim gibidir.” buyrularak gençliğin hevesâtına rağmen ömrünü Allah yolunda ve O’nun rızası uğrunda geçirmenin Allah katındaki kıymeti ifade edilmiştir.
Bu husustaki diğer bir kudsî hadiste ise ahirette herkesin zorluk ve sıkıntılar içinde ömrünün hesabını vermeye çalıştığı hengâmede Allah Teâlâ’nın özel himayesinde rahat ve huzur içinde olacak gruplardan birinin “Ömrünü Allah Teâlâ’ya ibadetle geçiren, O’nun emir ve yasaklarına riayet eden gençler” olacağı müjdesi verilmiştir.
Hadisteki ikinci ve dördüncü nimetler olan sağlık ve boş zaman hakkında da Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi vesellem): “İki nimet vardır ki insanların çoğu bunlar hususunda gafildir, kıymetini takdir edip onları değerlendirmekten mahrumdur. Bu iki nimet, sağlık ve boş zamandır.” buyurmuşlardır. Günümüzde de üzerinde en fazla seminer verilen ve araştırma yapılan bu iki hususun birer nimet, ganimet olduğunu bilmek, onları değerlendirme yolunda ilk basamaktır.
Hadis-i şerifte ifade edilen diğer bir nimet ise fakirlikten evvelki varlıktır. Başkalarına el açıp onlardan dilenmek dinimizde zemmedilmiş, yerilmiş ve herkesin çalışıp kendine ve aile fertlerine helalinden bakması, ibadet kabul edilmiştir. Bir hadis-i şerifinde de Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) “Fakirlik neredeyse küfr, inkar olacaktı.” buyurarak israftan sakınmamızı istemiş, iktisatlı hareket edenlerin ise asla fakirlik görmeyecekleri, başkalarına el açacak duruma düşmeyecekleri müjdesini vermiştir.
Hadiste bahsedilen en son ve belki de en kapsamlı nimet, ölümden önceki hayat olarak tavsif edilmiştir. Böylece doğumumuzdan ölümümüze kadar geçen sürenin tamamı Allah’ın nimeti kabul edilerek ömrün hakkının verilmesi istenmiştir. Bu konuda Kur’ân-ı Azimüşşân’daki bir ayet-i kerime şöyledir:
أَوَلَمْ نُعَمِّرْكُمْ مَا يَتَذَكَّرُ فِيهِ مَنْ تَذَكَّرَ وَجَاءَكُمُ النَّذِيرُ
“Biz, size, düşünüp ibret alacak, gerçeği görecek kimsenin değerlendireceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem peygamber, kitap, kainattaki ve bedeninizdeki alametler gibi nice uyarıcılar gelip sizi gerçeklerden haberdar etmedi mi!”