DERİN UYKUDAN UYANMA ZAMANI GELMEDİ Mİ ?
Hayat bazen bizlere anlamadınız bir yol gösterir mutluluk, acı, hüzün ve kaybolmuşlukların içine doğru iter aslında büyük bir mücadele sonrasında teslimiyetin ve tevekkülün adıdır ve kaderdir bu. Hani anlamsız gibi gözükür bir çok şey sevgi, dostluk, kardeşlik hatta öyle ki ömrünün son anına kadar hayatı paylaşacağını düşündüğü hayat arkadaşı ve çok sevdiği evlatları bile. Sonrasında bir sen ararsın içine doğru nerdeyim kimim neden bu dünyadayım sorgusu gelir ardı sıra. Bir gariplik duygusu çöker hüzün dolu yüreğine amaçsızlık için gelmemiştir insanoğlu dünyaya elbet teki bir amacı hedefi olmalı yoksa yaşam sadece eğlenceden, yemeden, içmeden ibaret değildir acıları görebilmeli insan açlıkla boğuşan yokluğun içinde savrulan yavrularının feryadına dayanamayan anaları görmeli. İnsan olmanın gerektirdiği vicdanının sesini duymalı Allah resulünün (s.a.v)’in hiç rahat bir uyku uyumadan sabırla verdiği mücadeleyi hatırlamalı.
Neden hiç kimsenin sesi çıkmıyor vicdanlar bu kadar mı köreldi neden Suriye mısır Filistin ırak ve daha nice acısını sesini duyuramayan Müslüman ülkelerinin yok edilmeye çalışıldığı inananların her türlü şiddete maruz kaldığı çeşit çeşit Yahudi oyunların döndürüldüğü apaçık görüldüğü halde nerde inanalar, nerde ağzını açtığı zaman adeta aslan kesilenler, nerde kalemini kılıç kadar keskin kullananlar, nerde kelimelerini birer zehirli ok gibi atanlar, bu mudur Müslümanlık bu mudur cihat, kuş tüyü yatakların içinde ellerini ayaklarını sıcak sudan soğuk suya koymadan mücadele etmek midir..hem çok rahat olacaksın zenginliğini kaybetmeyeceksin lüks ve rahat içinde yaşayacaksın hem de cihat edeceksin öylemi kardeşim.. Uyanın artık ümmetin mücahitleri, ümmetin erkekleri uyanın ki sizin ardınız sıra eşleriniz kadınlarınız çocuklarınız evlatlarınızda gelsin mücadeleyi cihadı, tebliği öğrensin her biri Birer Hz Hamza, Hz Ömer olsun. Her biri Hz Hatice, Hz Ayşe olsun. Düşündüğü süsü rahatı değil ilimle, imanla, İslam sancağını taşıyıp küf farla nasıl mücadele etmeliyim düşüncesi olsun.. Resulûllah’ın (s.a.v) buyurduğu gibi “Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek, ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın, kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr, efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. (Buhârî, Müslim)”
Herkes sorumlu olduğu kişileri ve sorumluluklarını unutmasın şeytanın ve nefsin bunu unutturmasına izin vermesin. Zaten toplumumuzun ve İslam dünyasının bu hale gelmesinin nedeni budur yahudinin oyununa geldi imanlı neslin yetiştiği mücahit ruhlu evlatların büyüdüğü aileyi dağıttı. Müslüman erkek kendi sorumluluklarını unuttu kadınlar kadın olduğunu, anne olduğunu unuttu. Yeter ne olur vicdanların sesi yükselsin, kapatmasın kimse gerçeklere doğrulara yüreğini. Uyanalım artık, oyunları bozalım ve açalım gözlerimizi.
BÜTÜN DUALARIMIZIN HEP BİZ DİYE, TÜM MÜMİN KARDEŞLERİMİZ İÇİN OLSUN, YARABBİ DİYE YAPILABİLMESİ TEMENNİSİ İLE..
[toggle title=”Yazar Hakkında” state=”open” ]Nuriye EYCAN / Açık öğretim Lisesi [/toggle]